ÇOCUKLARDA EKRAN KULLANIMI

 Artan internet kullanımı ile birlikte hız kazanan bilgi teknolojileri, olumlu olumsuz hayatımıza yeni bir yön vermiş, derinlemesine etkiler yaratmıştır. İnsanların insanlarla kurduğu iletişimin yerini makinelerle kurulan iletişim almıştır. İçinde bulunduğumuz pandemi süreci ise teknolojiye ve özellikle de ekrana olan bağımlılığımızı arttırmıştır. Eğitimin çevrimiçi yapılmaya başlanması, işlerin artık iş yerlerinden değil evlerden yürütülmesi, sokağa çıkma kısıtlamaları ve kapatılan sosyal alanlar nedeni ile istesek de istemesek de ekran başında geçirdiğimiz süreler artmıştır. Tabii ki bu durumda en çok zarar görenler en değerlilerimiz; çocuklarımızdır.  

 İçinde bulunduğumuz çağ gereği çocuklarımızı teknolojiden uzak tutmak mümkün olmamakla birlikte doğru da değildir. Önemli olan teknolojiyi olumlu yönde kullanmak ve çocuklarımız için güvenli kullanım alanları yaratabilmektir. 

 Okul çağına gelmiş ve teknoloji ile hiç tanışmamış çocuklar çağını tanımadan büyümekte ve okul döneminde hızlanan sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşamaktadır.  

 Teknolojiyi sınırsız kullanan çocuklar ise yeter ki sakinleşsin, sorun çıkarmasın diye aileleri tarafından ekrana kontrolsüzce maruz bırakılmakta olup, zararlı içeriklerle karşılaşabilmektedirler.  

 Sınırlı kullanımda ise aileler teknolojiyi (ekranı) hayatımızın bir parçası olarak kabul etmekte ve çocuğa gerektiği kadar ve sınırlar dâhilinde izin vermektedir. 

 "Yeni nesil bakıcı" hatta "duygusal emzik" ifadeleri ile anılan ekran; çocuklarının sıkılmasından, sorun çıkarmasından korkan ailelerin adeta yardımcısı olmuştur. Özellikle pandemi döneminde artık parklara gidemeyen, arada sırada da olsa dışarıda yemek yiyemeyen, sinema, tiyatro vb. etkinliklerden uzaklaşan, en önemlisi de arkadaşları ve diğer sevdiği aile üyeleri ile arasına mesafe giren çocukların yaşadıkları kısıtlılıklar onlarda engellenmişlik yaratmış ve bu da yoğun korku ve kaygıya sebep olmuştur. Elbette hayatları bu denli engellenen çocuklarımızın evde oldukları süre içerisinde ekran kullanımının artması beklenen bir durumdur. Burada dikkat edilmesi gerek nokta ekranın sizin yerinizi almasına ve çocuğunuzu ele geçirmesine izin vermemektir. 

 Keyif aldığımız durumlarda vücudumuzda dopamin salgılanır, biz de kendimizi mutlu hissederiz ve daha çok keyif almak için bir üst seviyeye geçmek isteriz. Peki, internet/ekran kullanımı bizi neden bu kadar çok mutlu eder,  neden bu kadar çok tercih edilmektedir? Çünkü;

  • Güncel bilgi sağlar
  • Hızlı iletişim sağlar
  • Ekonomiktir
  • Alternatifler sunar
  • Aktif eğlence sağlar
  • Geniş bir sosyal çevre sağlar
  • Emek gerektirmez
  • Sorumluluk gerektirmez 
  • Özgürlüktür
  • Toplumsal denetimden uzaktır
  • Kontrol kişidedir
  • Bol ödüllüdür (like, takipçi, trend topic, vs.)
  • Sayısız seçenek vardır 
  • Göz kontağı kurmaya gerek yoktur, kişi kendini daha kolay ifade eder
  • Kişiye istediği statüyü verir, kendinizi nasıl tanıtırsanız o'sunuzdur, istediğiniz kimliği verir.

 

 Ancak bu kadar çok tercih sebebine karşın olumsuz yönleri de mevcuttur. Bunları ise şöyle özetleyebiliriz;

 Dikkatin olumsuz etkilenmesi

 Uyku düzeninin bozulması

 Yemek yeme davranışının olumsuz etkilenmesi

 Hareketsizliğe yönelme

 Obezitenin tetiklenmesi

 Empati kurma becerisinin zedelenmesi

 Problem çözme becerilerinin zayıflaması

 Özdenetimin yok olması

 Dil becerilerinin gelişmemesi

 Olumsuz rol model alma

 Hayal dünyasında yaşamaya yönelme

 Aile ilişkilerinin zarar görmesi

 Sorumluluk duygusunun ortadan kalkması

 Şiddete yönelme

 Kimlik hırsızlığı, kişisel verilerin çalınması

 Ekran dışı faaliyetlerden keyif alamama

 Fiziki rahatsızlıkların ortaya çıkması

 Yanlış ya da zararlı bilgi sunma

 Pornografi/ çocuk istismarına maruz kalma

 Siber zorbalıkla karşılaşma

 Sanal dolandırıcılığa maruz kalma

 Bağımlı olma!

 Amerikan Psikiyatri Birliği Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Elkitabı’nın beşinci baskısında (DSM-5) yer alan "internet oyun oynama bozukluğu" tanı ölçütlerine göre aşağıdaki 9 tanı ölçütünden beşinin son bir yıl içerisinde görülüyor olması gerekmektedir.

  1. Zihnin internet oyunlarıyla meşgul olması ya da obsesyonların olması (zihinsel meşguliyet);  
  2. İnternet oyunları oynanmadığında yoksunluk (geri çekilme) belirtilerinin ortaya çıkması;  
  3. İnternet oyunları oynama süresinin sürekli artması (tolerans); 
  4. İnternet oyunlarını oynamayı bırakma girişimlerinde başarısız olunması (süreklilik);  
  5. Keyif alınan uğraşılar gibi diğer yaşam etkinliklerine olan ilginin azalması (yerine geçme), 
  6. Tüm olumsuzluklarına rağmen internet oyunlarını oynamayı sürdürmek (sorunlar), 
  7. İnternet oyun süresi ve sıklığı konusunda diğerlerine (ebeveyn, öğretmen, terapist, vb.) yalan söyleme (yanıltma),  
  8. Kaygı ya da suçluluk duygularını hafifletmek ya da bunlardan kaçınmanın bir yolu olarak internet oyunlarına yönelmek (kaçınma),  
  9. İnternet oyunlarını oynuyor olmaya bağlı olarak bireyin fırsatları kaçırması, ilişkilerini kaybetmesi ya da tehlikeye sokması (çatışma)  

 Ekran bağımlılığının çocuk beyni üzerinde ne gibi etkiler bıraktığı ile ilgili çalışmalar halen büyük yatırımlar eşliğinde devam etmektedir. Öyleyse yararlarının yanı sıra yok sayılamayacak kadar büyük zararları da olan ekrana çocuklarımızı ne kadar maruz bırakabiliriz? Araştırma sonuçları ufak farklılıklar gösterse de ortak görüş 1 yaş altı çocukları her ne sebeple olursa olsun ekrana maruz bırakmamaktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Pediatri Akademisi (APA) verilerine göre ise 2-4 yaş arası çocukların ebeveyn eşliğinde de olsa günde 1 saatten, 5-12 yaş arası çocukların ise 2 saatten fazla ekranla zaman geçirmemesi gerekmektedir.

            Bu durumda ebeveynler neler yapmalıdır?

!  İnterneti tamamen yasaklamak yerine sınırlı kullanıma izin verin, hatta sözleşme yapın.

!  Süresi bittiğinde tableti elinden siz almayın, kendisinin kapatmasına teşvik edin.

!  Ebeveyn güvenlik kilidini mutlaka aktifleştirin.

!  Sınırları sadece ekran kullanımında değil, günlük yaşam programında da net olarak uygulayın.

!  Kötü içeriklere karşı mutlaka önceden kendiniz izleyin.

!  Ortalama 15 yaşına kadar kendine ait mail adresi/sosyal medya hesabı, vs. açmasına izin vermeyin, hesabınız ortak olsun.

!  Ekranı odasında değil ortak alanlarda kullanmasını sağlayın.

!  Başarabileceği görev ve sorumluluklar verin.

!  Fiziksel aktivitelere yönlendirin.

!  Elinden aldığınız ekran süresinin yerine muhakkak seveceği aktiviteler koyun, ailece oynayabileceğiniz oyunlar tasarlayın, keyifli etkinliklere yönelin.

!  Çocuğunuzla yaşına uygun bir dille internetin tehlikeleri hakkında konuşun.

!  Çocuğunuzu onu üzen, korkutan, kaygılandıran her şeyi sizinle paylaşması konusunda teşvik edin.

!  İyi bir rol model olun, elinizde sürekli telefonla vakit geçirirken bunun zararlı olduğuna çocuğunuzu inandıramazsınız.

!  Uykudan en az bir saat önce ekranı kapatın.

!  Suçlayıcı değil, şefkatli ve yardımcı olmaya çalışın.

 

 Dijital çağın zararlarından çocuklarımızı koruyarak, ancak teknolojiden de faydalanarak sağlıklı nesiller yetiştirmek umuduyla...

Psikolog Hale ÖZKARA

Özel İnciraltı Çizgi Film Gündüz Bakımevi