KORONAVİRÜSÜN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

 

Çin’de ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (COVID-19) tüm insanlar üzerinde biyolojik, psikolojik, ekonomik ve sosyolojik açıdan birçok etki yaratmıştır.

Medyanın, sosyal çevremizin, aile bireylerinin neredeyse tek gündem maddesi olan koronavirüs, hayatımıza çok hızlı ve beklenmedik şekilde girmiş olup halen birçok bilinmeyene sahiptir. Bu denli yoğun bilgi akışı, ölüm oranları, ürküten bulaşma verileri ve hayatımızın aniden kısıtlanması doğal olarak hepimizde tehlike algısı yaratmaktadır. Tehlike algısı da bizi kaygı ve paniğe sürükleyebilmektedir. Durum karşısında oluşan düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımız da davranışlarımızı şekillendirmektedir. Kaygının yaşanması oldukça normaldir, bizi tedbir almaya sevkeder. Ancak gerçeklik sınırlarını aşan aşırı kaygı paniğe sebep olup, durumu içinden çıkılmaz hale getirebilmektedir. Bunun yanı sıra durumu tamamen boşvermek, görmezden gelmek de sağlıklı bir durum değildir. 

 

Peki ya dünyayı etkisi altına alan koronavirüs çocuklar üzerinde psikolojik açıdan ne gibi etkiler yaratmaktadır ve ne gibi önlemler almalıyız? 

 

  • Öncelikle çocuklarımıza bu durumun yaşanılabilir olduğu, gerekli önlemler alındığı takdirde kontrol edilebildiği ve kendisinin güvende olduğu bilgisi verilmelidir. 

  • İçinde bulunulan durum gizlenmemeli ancak gereksiz ve yanlış bilgi de aktarılmamalıdır. 

  • Soruları geçiştirilmemelidir. Bilmediğiniz bir soru karşısında “bunun cevabını bilmiyorum, ancak senin için araştırıp en kısa sürede seni bilgilendireceğim” demekten çekinilmemelidir. 

  • Çocuğunuzun virüs ile ilgili ne bildiği, insanları nasıl etkilediği, nasıl korunulduğu hakkında konuşulmalıdır. Bilgi verilirken çocuklar için uygun olan görsellerden faydalanmak ya da oyunlaştırmak durumu daha kolay anlamasını sağlayacaktır. 

  • Sağlıklı beslenmenin, yeteri kadar uyumanın ve ellerimizi yıkamanın, hapşırırken ağzımızı kapatmanın önemi model olunarak anlatılmalıdır. 

  • Özellikle okul öncesi çocuklarda soyut düşünme becerisi gelişmediği için birçok davranışında ebeveynleri model almaktadır. Bu nedenle öncelikle ebeveyn olarak sakin davranmaya özen göstermeliyiz. Aşırı kaygılı aile bireylerine (felaket senaryoları kurmak, bulaşma korkusunu aşırı şekilde yaşamak, erzak stoklamak, aşırı temizlik davranışları sergilemek vb.) ve haberlere şahit olmak çocuğu da benzer davranışlara sevk edecektir.

  • Düşünce ve duyguları önemsenmeli asla hafife alınmamalıdır.

  • Eğitim-öğretime ara verilmesi ile evde zaman geçiren çocuğun günlük rutinleri bozulmamalıdır. Evde, okuldaki faaliyetlere benzer faaliyetlerle ve oyunlarla desteklenmeli, uyku, yemek saatleri atlanmamalıdır. Fiziksel temastan kaçınılmalı, duygusal temasa yönelinmelidir. Bunun için okul öncesi çocuklarının dili olan oyun oldukça etkilidir. 

  • Bu dönemde yüzyüze görüşemediği, fiziksel temas kuramadığı arkadaş ve aile bireyleri ile telefon aracılığıyla görüşmesine izin verilmelidir.

  • Sıklıkla konu ile ilgili soru soran çocuğunuzun kaygılı olması olağandır. Ancak etkileri aşırı ve uzun süreli olduğunda bir uzmandan destek almak gerekebilecektir. 

 

Çalışma şartları nedeni ile çocukları ile yeteri kadar vakit geçiremeyen aileler için evde kalmamının fırsat olabileceği bu dönemi hep birlikte sağlıkla atlatmak ve en kısa sürede kavuşmak dileğiyle… 

 

Psikolog Hale Özkara

Çizgi Film Çocuk Evi İnciraltı Kampüsü Müdürü